" akademidisleksi 2007 den beri... "
ÖĞRETMENİM OKUMALISIN

Öğrenme Güçlükleri

İfade edici dil güçlüğü, düşünceleri kelimelere çevirmekte problem yaşamakla sonuçlanır. Alıcı dil güçlüğü ise başkalarının kullandığı dili uygun şekilde takip edememeyle sonuçlanır. Kimi çocukların hem ifade edici hemde alıcı dilde problemleri olabilir.

Bu çocuklar konuşmayı anlamada yavaş olabilirler ve bazışları okul öncesi dönemde konuşma ve dil terapisi almış olabilir.ilerleyen dönemde şu problemleri yaşamaya devam etmeleri muhtemeldir:

  1. Kelimeleri yanlış telaffuz etme(ifade edici)
  2. Benzer sesleri olan kelimelerde karışıklık yaşama (ifade edici)  (basit, sabit gibi)
  3. Yaş sınırlılıkları dahilinde kelimelerin anlamlarını yanlış anlayabilme (alıcı dil)
  4. Renkleri öğrenen genç bir çocuk mavi blokları seçmede veya eşlemede hiçbir problem yaşamayabilir ama “bu ne renk” sorusuna cevap vermede çok zorlanabilir. (ifade edici)
  5. İnsan isimlerinin yanlış telaffuzu ve karıştırılması örnek; Mr. Robson, Robinson, Robertson (Bay Robson, Robinson, Robertson, birbirine karıştırma) (ifade edici)
  6. Edat ve bağlaçların anlamını kavramada güçlük (alıcı dil)
  7. Fiillerin zaman çekimlerinde karmaşa (dün yapacağım) (birazdan yaptım) ve pasif fiil çekimini anlamada güçlük (Bill, Stephen tarafından vuruldu). Pasif kullanımda cümlenin normal sırası olan özne, nesne,fiil sırası değiştirilmiştir. Prof. David Crystal’a göre pasif fiil çekimi ortalama bir çocukta 7.5 yaştan önce normal olarak kavranamaz. Dil ve konuşma işleme problemi yaşayan bir çocukta bu süreç daha da geç olabilir. (alıcı dil)
  8. Fiil çekimlerini ve cümle yapısını kullanmada güçlük (ifade edici)
  9. Okul öncesi dönemdeki tekerlemeleri sonrasında şiiri, çarpım tablosunu vb. şeyleri öğrenmekte güçlük (ifade edici)
  10. 2 veya 3 yönergeyi işlemlemede karmaşa. Örneğin; “ayakkabılarını çıkar, git ellerini yıka ve yemek  için mutfağa gel”  veya “otur, ingilizce kitabını çıkar, sayfa 25’i çevir ve 3. Alıştırmayı yap” (alıcı dil)

Beyin kelimelerle o kadar dolmuş olur ki çocuk hepsini birden işlemleyemez. Birinci örnekte çay ile ilgili son kısmı anlamış olur ve sonra masaya kirli elleri ve ayakkabıları ile  oturabilir. 2. Örnekte ise oturuyor ve ingilizce kitabının 3. Sayfasına bakıyor, aynı zamanda da ne yapacağını düşünüyor olabilir.

  1. Anlamada güçlük:

Atasözlerini, deyimleri, özlü sözleri anlamada güçlük çekerler (alıcı dil)

Bu söylemler tam olarak söylendiği gibi anlaşılır. Örneğin, meşgul bir anne oğlundan ona el vermesini istediğinde oğlunu yanında durmuş ve elini uzatırken görünce şaşırabilir.

  1. Yaptığı uygunsuz yorum nedeniyle yadırganıp küstahlıkla suçlandığında, bu duruma yönelik nüansları ve “jest ve mimikleri” ayırt edememe. (Alıcı ve ifade edici)
  2. Çok sesli kelimeleri telaffuz etmede sürekli güçlük. örneğin; hospital – hostipal, philosophical – syllophosical gibi. Bol bol ses ve hece de karıştırırlar. Benzer şekilde, yakın sesler de karıştırılır (ifade edici)
  3. Doğru kelimeyi bulmakta (geri çağırmakta) güçlük ve bu nedenlede sürekli olarak “adı her neyse “gibi terimler kullanmak. (ifade edici)

Genellikle bu çocukların ve yetişkinlerin bilgi üretmek veya kavramak için zamana ihtiyaç duydukları anlaşılmaz. Karşılıklı konuşmayı yavaş sürdürür ve kendi  temel kelime bilgileriyle sınırlı olarak sürdürürüler. Uygun kelimeyi hatırlamakta güçlük çektikleri için konuşurken kullandıkları kelimeler basit ve sınırlı olabilir. Hatta çocuk yazarken, yazı dilini sadece kodlayabildiği kelimelerle sınırlı tutabilir. 

Hem alıcı hem de ifade edici dilde yaşanan bu tür güçlükler akademik çalışma ve sosyal ilişkilere yönelik her girişimi baltalayabilir. Bu çocukların başarıları, uygun iletişim kuramadıkları için sürekli olarak engellenebilir. Herkesin katıldığı bir konuşmada bu çocuk yer alamadığında pencereden dışarıya bakmaya başlayabilir ve hayalci olarak adlandırılabilir. Aile içinde yaşanan kimi konuşmalarda odasına çekilebilir. Okul bahçesinde yalnız başına oynayabilir. Yalnız bir çocuk ifadesi bu çocuklar için sıklıkla kullanılır. Ailelere çocuklarının sınıf içinde daha girişken olmaları gerektiği söylenebilir. Öte yandan çocuk kelimeleri algılamada diğerleriyle yarışacak kadar hızlı olmadığını bilir. Bu nedenle de doğru cevabı bilse bile çoğunlukla elini kaldırmaz. Bu çocuklardan bazıları ise yerinde duramayıp sabırsız olur ve sınıfın geri kalanında kargaşa yaratabilir. Konuşmada baskın taraf olmayı deneyebilirler, böylece takip etmek durumunda kalan veya katılan taraf olmaktan kurtulurlar.

Tüm bu problemlerle birlikte, gerçek sorunun ne olduğunun anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Bu çocuklar beklenilen derecede iletişim kuramadıkları için ve kelimelerin anlaımnı yakalamaktaki beceriksizliklerinden ötürü ebeveynleri ve öğretmenleri rahatsız olabilir. Bu, durumla nasıl başedeceğini bilemeyen ailelerin, öğretmenlerin ve yaşıtlarının üstüne daha da fazla yük bindirebilir.